Tam Yargı Davasında Müterafik Kusurun Önemi

Hizmet kusuru sonucu meydana gelen bir zararda davacıların müterafik kusurunun bulunmaması halinde hükmedilecek tazminattan oransal olarak indirim yapılmaz. Davacının haricindeki faktörlerden kaynaklanan kusur oranı, zarar gören lehine hükmedilecek tazminat davasında değil, ancak ilgili kamu personeline karşı açılacak rücu davasında önem ifade eder. 

T.C. DANIŞTAY ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/7641
Karar No : 2024/272





TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...'e velayeten ..., ...
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : .. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Diş ağrısı nedeniyle 17/04/2013 tarihinde Altınyayla Devlet Hastanesi Diş Polikliğinine başvuran ve dişi çekilen davacı ...'in çekilen dişin yerinin apse yapması sebebiyle yapılan iğne neticesinde sağ bacağında ağrı ve aksama meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek 20.000,00 TL (miktar artırım ile 955.058,00 TL) maddi, 80.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL (miktar artırım ile 1.035.058,00 TL) tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi yolunda verilen ilk kararın; Danıştay Onuncu Dairesinin 12/04/2021 tarih ve E:2019/6921, K:2021/1741 sayılı kararı ile davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının onanarak kesinleşmesi, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının bozulması üzerine bozmaya uyularak … İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:.., K… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davacının dava konusu olay nedeniyle %31 oranında engelli hale gelmesine idarenin hizmet kusuru ile sebebiyet verildiği, hesap bilirkişisi raporunda belirlenen toplam zarar miktarının, 07/05/2015 tarihli hizmet kusuruna ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen davalı idarenin %10'luk kusur oranına denk gelen 95.505,80 TL'lik kısmının davalı idareden tahsil edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 95.505,80 TL maddi tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, maddi tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :

Davacılar tarafından, kusur oranında indirim yapılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, hesap bilirkişisi raporunda tespit edilen tazminat miktarının tamamının ödenmesine karar verilmesi gerektiği, davalı idare tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, tazminat hesabının ve hükmedilen tazminata işletilen yasal faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI :
Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :


DÜŞÜNCESİ :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :

Davacı ...'in, 17/04/2013 tarihinde diş ağrısı nedeniyle Altınyayla Devlet Hastanesi diş polikliniğine başvurduğu, bu başvuru neticesinde dişinin çekildiği, diş çekiminden 3-4 gün sonra çekilen dişin yeri apse yaptığından tekrar Altınyayla Devlet Hastanesine başvurduğu, diş hekimi tarafından kas içi tedavisine karar verildiği ve 10 adet Klindan isimli antibiyotik iğne reçete edildiği, bu iğnenin ilkinin sağ kalçasından yapılmasından sonra davacının sağ bacağında ağrı ve aksama meydana geldiği, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalının 23/05/2013 tarihli EMG raporunda, sağda siyatik sinir lezyonu ile uyumlu bulgular saptandığı, 04/06/2013-04/07/2013 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesinde fizik tedavi programı uygulandığı, Sivas Numune Hastanesinin … tarih ve … sayılı engelli sağlık kurulu raporuna göre kas ve iskelet sisteminden kaynaklı %32 oranında engelinin olduğu, sonrasında 17/01/2014 kayıt tarihli dilekçe ile, söz konusu olaydaki hizmet kusuru nedeniyle çalışma gücü kaybına uğradığından bahisle bu zararın tazmin edilmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunduğu, bu başvurunun zımnen reddi üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, olaya yönelik olarak bir Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi ile aynı Fakültenin Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Kayseri Adliyesinde görevli bir adli tıp uzmanı tarafından hazırlanan 07/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle, "diş çekiminden 4 gün sonra gelişen apse nedeniyle başvurulan hastanede diş hekimi tarafından reçete edilen klindan ampulun kalçadan yapılmasını müteakip sağ siyatik sinir hasarına bağlı sağ ayak bileğinde kuvvet kaybı geliştiği, ...'in sağ siyatik sinir hasarına neden olan kas içi ilaç enjeksiyonunun ilgili sağlık personeli tarafından uygun anatomik bölgeye yapılmadığı konusunda hekim tarafından tespit edilmiş somut tıbbi bilgi, bulgu veya ifade bulunmadığı, kas içi ilaç enjeksiyonunu yapan sağlık personelinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı uygulaması tespit edilmemekle birlikte sağlık personelleri ..., … ve … ifadelerinde hastada düşük ayak geliştiğini gördüklerini, hastanın annesini uyardıklarını belirtip hekime haber verdiklerine dair bir kaydın ve hekimin hastayı uygun bir merkeze sevk ettiğine dair dava dosyasında herhangi bir belge olmadığı görülmekle, bu durumun hizmet kusuru olarak değerlendirildiği, konu hakkında aileye bilgi verildiğinin ve ailenin uyarıları dikkate alındığının kabulü durumunda hizmet kusurundan bahsedilmesinin de mümkün olmadığı, hastanın yaşı ve ailenin sosyoekonomik seviyesi göz önüne alındığında hastanın ve/veya ailenin enjeksiyon nöropatisini anlamada güçlük çekeceği, hemşire ve sağlık personelinin de şikayet olmaksızın bu durumu farketmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla enjeksiyon nöropatisi konusunda hizmet dışı faktörlerin de bulunduğunun kabulü gerektiği, özetlenen bilgi ve bulgular çerçevesinde somut olayda davalı kurumun %10 kusurlu olduğu, %90 oranında kurumun ve sağlık personelinin denetimi haricindeki söz konusu klinik tablonun etkeni olduğunun kabulü gerektiği, ortaya çıkan enjeksiyon nöropatisinin bir tıbbi komplikasyon olarak kabul edilmesinin uygun olduğu" yönünde görüş bildirilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. İdarenin belirtilen bu sorumluluğu hukuk devleti ilkesinin doğal sonucudur.

İdarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek içinse, bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylemden meydana gelmesi ve oluşan zararla idari işlem veya eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir.

İdarenin üstlendiği kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle zorunlu olduğu; hizmetin işleyiş ve ifası sırasında gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle gerçek veya tüzel kişilere verilen zararların -hukuken geçerli biçimde ispatlanması şartıyla- idarece tazmininin gerekeceği idare ve sorumluluk hukukunun bilinen ilkelerindendir.

İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar, idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zararı ifade eder.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

A) TEMYİZ İSTEMİNE KONU İDARE MAHKEMESİ KARARININ, DAVACININ MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KISMEN KABULÜNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne yönelik kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

B) TEMYİZ İSTEMİNE KONU İDARE MAHKEMESİ KARARININ, DAVACININ MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNİN KISMEN REDDİNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ:

Diş ağrısı nedeniyle 17/04/2013 tarihinde Altınyayla Devlet Hastanesi Diş Polikliğinine başvuran ve dişi çekilen davacı tarafından, çekilen dişin yerinin apse yapması sebebiyle yapılan iğne neticesinde sağ bacağında ağrı ve aksama meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan işbu tam yargı davasında; yukarıda alıntısı yapılan olayla ilgili düzenlenen bilirkişi raporunda konu hakkında aileye bilgi verildiğinin ve ailenin uyarıları dikkate alındığının kabulü durumunda hizmet kusurundan bahsedilmesinin de mümkün olmadığı yönündeki tespit nedeniyle, küçüğün daha kapsamlı başka bir hastaneye sevk edilip edilmediğine yönelik Mahkemece yapılan ara karara verilen cevaptan, dava konusu olaydan sonra 22/05/2013 tarihinde kalça ve uyluk düzeyinde siyatik sinir yaralanması tanısıyla Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesine sevkin yapıldığı, dolayısıyla olayda ailenin bilgilendirilmediğinin kabulü ile davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu görülmektedir.

Bununla birlikte, olaya yönelik olarak düzenlenen bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; ...'in enjeksiyon nöropatisi nedeniyle %31 oranında engelli hale gelmesinde hizmet dışı faktörlerin de etkili olduğu, olayda davalı idarenin %10 oranında kusurlu olduğu, sakatlığın meydana gelmesinde ise aslen %90 oranında davalı idare ve sağlık personeli haricinde komplikasyon tablosunun etkili olduğundan hareketle sağlık hizmetine ilişkin tespit edilen hatada kusur oranı ayrımına gidildiği, bu anlamda belirtilen kusur oranının davalı idare ile kusuru tespit edilen/edilecek idare personeli arasındaki rücu ilişkisi bakımından bir önem arz edebileceği, buna karşın olayda davacıların bir kusurlarının olduğuna dair herhangi bir tespitin olmadığı, belirlenen %10 oranını aşan %90 oranına tekabül eden zarara davacıların katlanması düşüncesinin hakkaniyet ile bağdaşmayacağı anlaşıldığından, davacıların yoksun kaldıkları maddi tazminatın hesabında davalı idarenin tam kusurlu kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, temyize konu İdare Mahkemesi kararının, davacının maddi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamakta olup, İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının reddedilen maddi tazminat istemi hakkında yeni bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE, davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,

2. Temyize konu … İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:., K:… sayılı kararının; davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, davacının maddi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,

3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.